ŞİRKTEN TEVHİDE GİDEN YOLDA PROF DR. İBRAHİM ESİNLER VE KURAN MUCİZELERİ ÜZERİNE


BURADAYIM DİYEN ALLAH VE ŞİRKE BULAŞAN HÜSRANDAKİ İNSAN!

 “ Onun gerçek olduğu onlara apaçık oluncaya kadar onlara, ufuklarda ve kendi içlerinde ayetlerimizi (işaret ve kanıtlarımızı) göstereceğiz…” (Fussilet 53)

Allah Nurunu Tamamlayacak

Yüzyıllardır ruhbanların uydurduğu,  oyun ve oyuncağa çevirdiği, cehaleti yayarak servet edindikleri  bu dinin sonu geldi!

Gençlerimiz ateist veya deist  oluyor diye ağlıyorlar.

Bu söz,  sözün anlamını kavrayamayan bazılarına  ağır gelecektir ama kitabın tam ortasından konuşmak zorundayız. Çocuklarınız müşrik olacağına bırakın ateist  olsun! Bırakın deist olsun!  Zira müşrik olduktan sonra hakkı bulmak neredeyse imkânsız hale geliyor!

İman fıtrata konmuştur. Şahsi tecrübem şu ki, Ateist olup,  Ateist olarak ölen çok az insan  var.  İlerleyen yaşlarda bir çoğu Allah’a ve  imana yönelir! Fakat şirksiz  iman edebilir mi?

İşte bu tartışılır!

Kuran insanların çoğunun  neden şirksiz imana yönelemediğini  bir çok ayetinde  açıklar. Bozdukları ve uydurdukları dine dayanarak Allah’a ve Resulüne iftira atanlar, öncelikle kendilerine ağlama konumunda olduklarının farkında bile değiller ne yazık ki!

Bu çağda aklı olan ve  özellikle kentlerde  yetişmiş  hiçbir genç şirk manzumesi  atalar/gelenek dininin saçmalıklarına inanmaz. Mahmut’un, Ahmet’in, Hüseyin’in arkasına takılmaz. Gençler yolunu eninde sonunda bulur. Zira  vaat ettiği üzere Allah Nurunu Tamamlayacak!  

İnsanlar akın akın ülkemizde ve tüm dünyada Kuran’a koşacaklar.  Biz görmesek de aynen böyle olacak!

Neden?

Zira o çağ işte tam da bu çağ!

Biliyoruz ki Bu Kuran Allah Katındadır.

Rabbimiz  Fussilet 53’te “ Onun gerçek olduğu onlara apaçık oluncaya kadar onlara, ufuklarda ve kendi içlerinde ayetlerimizi (işaret ve kanıtlarımızı) göstereceğiz. Rabbinin her şeye tanık olması yetmez mi?”  demişti ya!

Yüce Allah’ın  vaat ettiği  günlere geldik.

Kuran’a iman ettiğini söyleyenler,  3/7’de   buyrulan, “Bu kitabı Kuran’ı sana indiren O’dur. Bir kısmı muhkem/hüküm içeren ayetlerdir -ki bunlar kitabın özüdür- diğeri de müteşabih/benzeşen ayetlerdir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve bunun tevilini yapmak için bunun müteşabihinin peşine düşerler. Oysa bunun tevilini/ayetler arası bağlantıyı, Allah bilir. Bir de ilimde yüksek derece sahipleri, “Biz buna iman ettik, bunun hepsi Rabbimizin katındandır.” derler.” Ayetine bir kez daha dikkatle baksınlar.

Anlamını Yüce Allah’ın bildiği müteşabih ayetleri ve  muhteşem Kuran mucizelerini,  ilimde derinleşenler teker teker çözerek  tüm insanlığa  sunmaya  başladı.  “Bunu ancak derin kavrayış sahipleri anlar” ayetinin tecellileri çağımızda yağmur gibi yağıyor.

Rabbimiz   Kuran’ın gerçek olduğunu,  nefislerimizde ve günümüzde ilme’l yakin gösteriyor. Dünlerde anlaşılmayan ve anlaşılması mümkün olmayan ayetler bugün bize konuşuyor.   Allah ben  buradayım diyor ki, kulları hüsranda olmasın!

Kim Bu Derin Kavrayış/İlim Sahipleri? 

Elbette Rabbimizin kainattaki kevnî ayetlerini bu çağda keşfettikten sonra,  bunların Rabbin kitabında aynıyla ifade edilmiş olduğunu tespit eden ve bir çok tahrifi ortaya çıkararak  Kuranda çelişki olmadığını gösteren bilim adamları

Birileri henüz fark etmemiş olabilir. Ancak Kuranın  rasyonel, matematiksel ve bilimsel  mucizelerinin   tüm dünyada gündem olacağı bir  süreç başladı ve Kuran’ın önünde hiç kimse duramayacak!

Ancak, bu akli  ayetleri  anlamanın ve doğru yola kılavuzlanabilmenin  iki temel  şartı var. Biri  dinde; Kuran’dan başka hiçbir kaynağı esas almamak.  Diğeri ise  inkara şartlanmış olmamak!

Kızıldeniz’in Yarıldığını Görmek!

İlimde derinleşenlerin gayretleriyle yenilerde ortaya çıkan ve  benim için Musa’nın önünde  Kızıldeniz’in yarılmasını görmekle aynı olan bir çok Kuran mucizesine şahit oluyorum.  Bunlardan birini izah ederek ne demek istediğimi açıklığa kavuşturayım.

Hicr Suresi 26. ayetinde  şöyle deniyor: Ve Ant Olsun Yarattık İnsanı Tıngırdayandan /Şıngırdayandan; Topraktan; Şekillendirilmiş”

Haydaa  ne demek  bu?

Salsalin  tıngırdayan çıngırdayan anlamında bir kelime  Elbette Kuran’da bu kelimeyi rivayetlerle ve hadislerle okumaya çalışanlar anlayamamış ve anlamını da bozmuşlar. Ayete  tıngırdayan şıngırdayan  gibi bir ses anlamını yakıştıramadıkları için hemen herkes  Diyanettin “Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık,” şeklindeki çevirisine benzer çevrilerle birbirini tekrarlamış.

Gerçeğe yaklaşan iki çeviri var.   Rahmetli Muhammed  Esed “ses veren balçıktan,” Esed mealinden çok etkilendiğini bildiğim   Mustafa İslamoğlu ise   “ses veren bir balçık türünden”  şeklinde doğruya en yakın çevirileri yapmışlar.

Son dönemde bir başka doğru çeviri ise Erhan AKTAŞ.    Arapça kelimeyi aynen koruyarak “Ant olsun ki; Biz, insanı salsalinden, dönüşüme uğramış bir balçıktan yarattık,” şeklinde çevirmiş ve salsalin kelimesine “ Şıngırdayan, çın çın eden, tıkırdayan,” şeklinde dip not düşmüştür.

Elmalılı’nın orijinal mealinde  “Filhakika biz insanı bir «salsâl» den, mesnun bir balçıktan yarattık,” şeklinde kavram  salsal olarak aynıyla  muhafaza edilmiş, anlaşılan  tıngırdayan çıngırdayan kelimeleri cümlenin gelişine yakıştırılamadığı için aynen bırakılmıştır. Elmalılı hassasiyetini taşımayan ve onun  mealini sadeleştirdiğini iddia edenler bu yapıyı bozarak “Andolsun ki biz insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık, ” şeklinde  anlamadıkları salsalin kelimesini kendi yakıştırmalarına  kurban etmişlerdir.

İşte bu sebeple Allah’ın ayetlerini  doğru çevirmek çok önemlidir. Buradan varacağımız sonuç şudur:   Ayeti anlamasak ta müteşabihatı da göz önünde tutarak, kelimeleri bozmadan tahrif etmeden aynıyla çevirmeliyiz.  Günü geldiğinde anlaşılır. Bir gün biri çıkar  ve anlar! Zira Allah yanılmaz ve Allah’ın sözlerinde tutarsızlık olmaz. Nisa 82’de Yüce Allah  “Onlar, Kur’an üzerinde, gereği gibi düşünmezler mi? Eğer, Allah’tan başkası tarafından gönderilmiş olsaydı, onda birçok çelişki bulurlardı,” buyurduğuna göre bu Kitapta çelişki olmamalı!

Tutarsızlığı kendinde değil de ayetlerde görmeyi alışkanlık haline getirerek ayetleri tam anlamıyla çeviremeyen, anlayamadıkları  konularda  yakıştırma yapan İslam dünyası alimleri(!) tutarsızlıkları kendilerinde görüp zihinsel kodlarını değiştirselerdi bugün  gerçekten çok daha farklı bir seviyede olabilirdik.

İşte ayetin anlamı ve gerçeği,   içinde bulunduğumuz 21. Yüzyılın ilk çeyreğinin sonlarında  ortaya çıktı!

Moleküllerin, atomların birbirleri ile bağ kurması ile oluşan ve belirli şekillerde oluşmuş olan yapılar olduğunu basit biyoloji bilgimizle dahi biliyoruz.  Meğer Yüce Allah bize, tıngırdayan çıngırdayan şekillendirilmiş topraktan cümlesiyle yaradılıştaki   molekülleri anlatıyormuş!

Tek olan ilahımız bir gerçeği bizim anlayacağımız şekilde bize söylemiş!  Atomların birbirleri ile yaptığı bağ sonucu oluşan moleküllerin kendilerine   has bir tıngırdama/çıngırdama sesi  varmış ve Rabbimiz bunu Salsalin kelimesiyle ifade etmiş.

Kuran bu  ve benzeri konularda daha nice mucizeleri içinde barındırıyor.  Allah “tînin”, “turâbin”ve “salsâlin” kelimesi üzerinden insanın yaratılışıyla ilgili  biyoloji ve  kimya gerçeklerini ayetlerine yerleştirmiş! İçe içe geçen mucizeler manzumesi…

Ha Musa’nın önünde Kızıldeniz  yarılmış!  Ha  bizler  2020-23 yıllarında bilimin  yeni keşfettiği bilimsel bir gerçeği  1400 kusur yıl önce inmiş Allah’ın ayetlerinden öğrenmişiz!

Arada fark var mı dostlar?

Meraklıları lütfen bu linkten ilgili makaleyi okusun. (https://kuranmucizeler.com/insanin-topraktan-yaratilmasi-tinin-turabin-salsalin-gecisleri-karbon-c12-ve-azot-n14-atomlari-cingirdayan-tingirdayan-molekuller?highlight=WyJcdTAwZTdcdTAxMzFuZ1x1MDEzMXJkYXlhbiJd

Arzu  edenler de buraya koyduğum videodan izleyebilirler:

https://www.youtube.com/watch?v=G9b8uB26ks8&t=1998s

Bu gerçekleri okuyan dinleyen hemen herkes anlar. Bu mucizelerin Allah’ın her bir bireye  vahyetmesinden,  kendini tanıtmasından, ben buradayım demesinden hiçbir farkı yoktur. Ancak  inkara şartlanmış olanlar için yapacak bir şey yok. İnkar edecekler  ve sonucuna katlanacaklar!

Buradaki  sözlerim  sadece Ateistlere Deistlere değil, özellikle bizzat inandığını söyleyip de,  Kuran dışı hurafelere ve rivayetlere inançlarından vazgeçmeye asla yanaşmayanlara,  Kuran’a rağmen küfrüne imanı perde yapıp,  inkarlarında şartlanmış olanlaradır! Kısacası  çoğunluğu teşkil eden Müşrikleredir.

Bunlar en tehlikeli kafirlerdir!  Nitekim bir takım ölümlülere dayanan müşrik kafirleri, Yüce Allah  kitabında çok net olarak uyarmış mıydı?

Kuran’a Göre Allah’a Ortak Koşmak Ve Sonuçları! 

Allah kitabında; “De ki: “Allah’ın yanı sıra yakardıklarınıza bir bakın bakalım! Onların, yeryüzünde yarattıkları bir şey varsa bana gösterin! Yoksa onların göklerde bir ortakları mı var? Eğer doğru söylüyorsanız, bana, daha önce gelmiş bir kitap ya da bilgi kırıntısı bir eser getirin. ALLAH’ı bırakıp da Diriliş Gününe kadar kendilerine cevap veremeyen ve hatta onların dualarından bile habersiz olanları çağıranlardan daha sapık kim olabilir? İnsanlar bir araya getirildikleri zaman, yöneldikleri kimseler, kendilerine düşman kesilirler ve onların kendilerine tapındıklarını inkâr ederler,” (Ahkaf 4-6) dememiş miydi?

“Rabb’inizden size indirilene uyun. O’nun yanı sıra başka velilere uymayın. Ne kadar az öğüt tutuyorsunuz!,” (Araf 3) dememiş miydi?

Kendini Müslüman diye tanımlayan toplumlar olarak  din  adına uydurulmuş ne kadar hurafe  ve zanni bilgi varsa hepsini  biliriz de, Kuran’ın ifşa ettiği müşrikleri ve   Kitapta ayrıntısıyla anlatılan  Allah’ın huzurundaki durumlarını   nedense bilmeyiz.

Şayet bilirsek müşrik ve kafir olduğumuzu  anlar, itikadımızı düzeltir ahiretimizi kurtarırız  diye mi korkuyorlar?

İşte bu sebeple halka  meal okumaması,  dinini  ranta  ve   mala tahvil etmiş ruhbanlardan/din adamlarından öğrenmesi gerektiği telkin edilir!  Halk  müşrik olsun ve  Allah’a ortak olan ruhbanlar da  dünyada yolunu bulsun!   Bu dümen böyle işler!

Halbuki  bakın  Kuran ısrarla  nasıl   uyarıyor bizleri.

İyi bilin ki saf ve katışıksız din Allah’a aittir. O’ndan başka birtakım evliya/otoriteler edinenler: – Biz onlara, başka bir maksatla değil sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz derler. Allah, onların aralarında tartıştıkları konularda hükmünü verecektir. Zira Allah, hiç bir yalancı nankör kâfiri yoluna kabul etmez.” (Zümer 3)

Rabbimiz diyor ki saf/katışıksız  din benim dinimdir. Dine yabancı madde karıştıran bir takım velilerin, ruhbanların, otoritelerin peşinden gitmeyin. Bu yolu benimseyenler  din gününde  seçtiğimiz veli bizi Allah’a yaklaştıracaktı, bu sebeple onu veli/ otorite edindik diye savunma yapacaklar diyor ve Allah bunu kabul etmiyor, aleyhlerine hüküm verdiği gibi bunları  Allah’a yalan isnat eden  nankör ve kafirler olarak niteliyor

Bir başka ayet:

Onlar, Allah’ın yanı sıra bir de kendilerine, ne bir zarar, ne bir yarar sağlamayan şeylere kulluk ediyorlar ve bunlar, Allah’ın katında bizim şefaatçilerimizdir.  diyorlar. De ki: Allah’a, göklerde ve yerde kendisinin bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?” Allah, onların ortak koştuklarından Münezzeh’tir ve Çok Yüce’dir.” (Yunus 18)

Daha ne desin Allah bize?

Size Allahtan başka şefaat edecek yoktur, Allah’a ortak koşmayın diyor. Dahası bu zavallılığı bir bakıma hicvediyor!  Din uydurmayın, göklerde ve yerde Allah’ın bilmediğini mi haber veriyorsunuz, diye dikkatimizi çekiyor.

Yeteri kadar açık değil mi?

Din gününden müşrik manzaralarının anlatıldığı ayetlerle devam edelim.. “O gün, onların hepsini toplarız. Sonra şirk koşanlara, “Siz ve şirk koştuklarınız, olduğunuz yerde durun.” diyeceğiz. Artık onları birbirinden ayıracağız. Şirk koşulanlar, şöyle diyecekler: “Siz, bize kulluk etmiyordunuz.” (Yunus 28)

Allah  Hesap Gününde müşrikleri; Allah’a velilerini şirk koşanlar ve Allah’a  kendilerini şirk koşturanlar    olarak iki ayırıyor.  Allah’a ortaklık iddiasında bulunanlar, şirk koşanları yolda bırakıyor ve  siz bize kulluk etmiyordunuz diye savunma yapıyorlar.

Bir başka ayet, acı yüzleşmeyi şöyle anlatır.

Şirk koşanlar, şirk koştuklarını anlayıp, kabullendiklerinde : Rabb’imiz! İşte bunlar, senin yanı sıra istekte bulunduğumuz, yakardığımız ortaklarımız.”  diyecekler. Şirk koşulanlar da: Siz, kesinlikle yalan söyleyenlersiniz. diyerek, onları yalanlayacaklar. Müşrikler iş işten geçtikten sonra hesap gününde   Allah’a teslimiyetlerini bildirecekler. Sonuçta uydurdukları düzmece tanrıları onları  yüzüstü bırakacak.  Nahl ( 86-87)

Ayetten anladığımız şu: Dünyada kendini inanan zanneden müşrikler din günü şirk koştuğu gerçeğiyle yüzleşince, bir başka ifade ile dünyada veli peşinde koşarken,   Kuran’ı terk ettiği için tongaya geldiğini fark edince, şirklerini itiraf edecekler. Ancak şirk koşulan uyanıklar aynen dünyadaki sahtekârlıklarını orada da  son çare olarak kullanacak ve siz kesinlikle yalan söylüyorsunuz diyecekler. Bir bakıma Allah’ı kandırmaya yönelik tavırlarıyla Allah’ı  hafife almaya devam edecek, ne kadar büyük suçlular,  ne denli  büyük kafirler olduklarını gösterecekler.

Ne kadar acıklı bir durum. değil mi?

Şu ayete dikkat edin?

“Hepsi, Allah’ın huzuruna çıkacaklar. Güçsüz olan kimseler, büyüklük taslayanlara: “Gerçekten biz size uyan kimselerdik. Şimdi siz, Allah’ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?” diyecekler. Onlar: “Eğer Allah bize bir yol gösterseydi biz de kesinlikle size yol göstericiler olurduk. Sabretsek de sabretmesek de bizim için birdir. Bizim için kaçacak bir yer yoktur.” dediler.”(İbrahim 21)

Görüyor musunuz? Din günü acizliklerini kabul eden ortaklar, peşlerinden sürükledikleri sorumluluklarını üstlenerek garanti verdikleri kendilerine tabii olan güçsüz müşriklere   ne diyecekmiş?  “Allah bize bir yol gösterseydi biz de kesinlikle size yol göstericiler olurduk,” diyerek sorumluluklarını Allah’a yüklemeye kalkacaklarmış!

“Peşlerine düşülüp gidilenler, kendilerine uyanlardan hızla uzaklaştıklarında azabı görmüş olacaklar ve bütün bağlar da parçalanıp kopacak  Tâbi olanlar, diyecekler ki: Keşke bize, tekrar dünyaya dönüş olsaydı da onların şimdi bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzak dursaydık.” Böylece, Allah, pişmanlıklarına sebep olan bütün bu yaptıklarının sonucunu onlara gösterir. Ve onlar ateşten çıkacak da değillerdir” (Bakara 166-167)

Özgürlüklerini feda ederek otoritelere köleleşen ve onlara  uyanlar Allah’a şöyle seslenecekler; “…..”Rabbimiz, sadatlarımıza/şeyhlerimize ve büyüklerimize uyduk; onlar da bizi yoldan saptırdılar.” “Rabb’imiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lanete uğrat.” (Azhap 67-68)

Alın bir Kuran mucizesi daha!

Dikkat ettiniz mi? Velilerine büyüklerine ruhbanlarına sadatlarına uyanlar   ne diyormuş! Yarabbi bizi bunlar saptırdılar onlara iki kaz azap ver ve büyük lanete uğrat.

Bu arada günümüzde  hangi tarikatta veya tarikatlarda    SADAT kavramını özellikle kullanıldığını hatırlayalım ve bir Kuran mucizesi olarak kaydedelim. Buradan seslenelim. Kardeşler Menzilde Sadat arayanlar. Ey köleleşenler. Sadatlar zengin olur, malı mülkü paylaşamaz, sizler ise köle olursunuz.  Neticede Kitab-Kerim  sizler bu kafada ısrar ettiğiniz takdirde,  cenneti değil cehennemi işaret ediyor bilesiniz.

Dahası var!  İnkar edenler, Rabbimiz, cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en alçak olanlardan olsunlar,”(.Fussilet 29) diyeceklermiş!

Ancak bütün müşriklere şeytanın da bir sözü olmuş. Bu da çok ilginç. Bakın şeytan ne diyecekmiş:

“Ne zaman ki hüküm gerçekleşti, şeytan onlara: “Şüphesiz ki Allah’ın vaktiyle yaptığı uyarıların hepsi gerçekleşti. Ben de size vadettim. Benim verdiğim sözler ise boş çıktı. Zaten benim size karşı zorlayıcı bir gücüm(yetkim)  yoktu. Ben size sadece çağrıda bulundum siz de kendiliğinizden çağrıma uydunuz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Gerçekten ben, daha önce beni Allah’a ortak koşmanızı da yok saymıştım.” dedi. Zalimlerin hakkı acı bir azaptır.” (İbrahim 22)

Neymiş! Şeytan bizleri zorlamamış! Bizler şeytana  özgür irademizle koşmuşuz! (Hafazanallah)

Yeteri kadar açık mı?

Yüzlerinin ateşte bir yandan diğer yana döndürüleceği gün, “Keşke Allah’a ve Resul’e itaat edeydik. Allah’ın yasalarına uysaydık” diyecekler” (Ahzap 66)

Sonuç olarak; Kuran bugün yaşadığımız  olay ve olguları en ince ayrıntısına kadar tarif etmiş ve bizlere doğru istikameti  göstermiş. Doğruya kılavuzlanmak için  Kitaba (Allah’a) dönmek,  ilimde derinleşen ve bizden karşılık beklemeyenlerin araştırmalarına ve sözlerine kulaklarımızı açık tutmak zorundayız. Bütün sözleri dinleyip en doğrusun uyacağız. (Zümer 18)

 İlimde Derinleşenlerden Biri İbrahim ESİNLER

Şirk konusunu ve önemini anlattıktan sonra gelelim ilimde derinleşmenin önemine ve çağımızdaki etkilerine. Evet bu kişilerden biri de çağımızda zamanla yarışarak   Rabbin Kuran’daki  mucizelerinin peşinde koşan, bunların bir kısmını çalışmalarıyla ortaya çıkaran,  Kur’an mucizelerini  insanlığa duyurma mücadelesi veren, bu yolda  çalışanlara da kutup yıldızlığı yapan,  Prof. Dr. İbrahim ESİNLER.

Elbette o bir ruhban değil! Hekim ve bir akademisyen   Hacettepe Tıp Fakültesi Kadın  Hastalıkları  ve Doğum Profesörü ve hocası!  Halen 49 yaşında bir genç…

Kendi ifadesiyle   Kuran’a atfedilen mucizeleri  bulmak incelemek ve bilimsel araçlarla  test etmek, konfirme etmek ve  kanıtlamak amacıyla güzel bir yola çıkmış.

Kuran üzerine çalışıyor ve kâinattaki kevni ayetlerle Kuran’da verilen bilgileri karşılaştırıyor.  Hem kendi tespitlerini hem de artık  anonim olmuş Kuran mucizelerini bir araya  getirerek herkese ulaştırmaya çalışıyor.

Etrafında bir çekim gücü meydana getirmiş ve adeta yarış başlatmış. Öyle bir yarış ki, Kuran’daki olağanüstülükleri tespit eden Kuran muhipleri de keşiflerini hocaya yolluyor ve kayıtlara geçmesini sağlıyorlar.  Hoca tespitlerin sağlamasını  yaptıktan, Kuran’a özel kriterlerle bir bakıma Allah’ın gösterdiği izler üzerinden giderek    bilimsel  metotlarla teste tabii tuttuktan  sonra kendisi de ikna olursa yayınlıyor.

İbrahim ESİNLER, 01 Ocak 2019 tarihinde kurduğu https://kuranmucizeler.com/ sitesinde yaklaşık 700’e yakın  makale yayınlamış. Bu mucizeleri tüm insanlığa ulaştırmaya  ve tanıtmaya çalışıyor

İbrahim Hocanın Çağrıştırdıkları 

Ne yalan  söyleyeyim,  bu İbrahim başka bir İbrahim.

Hiçbir ölümlüye hayranlık makamından bakmam. Zira Hay olan, Kebir, Kerim, Rahim Zu’l Fadlül Azim olan,  sadece Allah’tır. Allah’ın yaratıkları değil! Dolayısıyla şirkin gizlisini de açığını da fark etmiş bir beşer olarak  hayranlık objem sadece Allah’tır..

Ancak, İbrahim ESİNLER’in  arkada bırakmak istediği örnekliği ve inananlar için çırpınışlarını görünce “Muhakkak ki İbrahim başlı başına bir ümmet idi, tek bir hanîf olarak Allaha itaat için kıyam etmişti ve hiç bir zaman müşriklerden olmadı” (Nahl  120) ayeti aklıma geldi.

Bu sözüm elbette  sadece bir benzetme. Hiçbir ölümlünün her söylediğine tanıklık edip, onaylayarak, onun yanlışlarına veya işlediği  günahlarda ahiretteki kaderine ortak olmak istemem.  İbrahim  ESİNLER’e ulûhiyet atfetmiyorum. Ancak üstün  gayretini  ve Kitabı Mübini  mucizeleriyle birlikte kitlelere ulaştırma çabasını  HANİF DİNİN en güzel örneklerinden İBRAHİM RESULE benzetiyorum. Sonuç olarak ESİNLER doğrusu çok büyük bir iş yapıyor!

İnternet ortamında bir çok dersi var. Bir kez olsun sabırla izleyin. İzlemezseniz çok şey kaçırırsınız.

İbrahim Hoca bu derslerin  amacını Aralık 2022 ‘de  aşağıdaki sitede şöyle anlatıyor. Lütfen aşağıdaki linki izleyiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=zvPg-KjBYT4&list=PLZtbIgVPrYgXIh3pF9w3vfuXjSxjBB1jX

Neler Öğrendim Neler?

Allah Kuran’dan sesleniyor ve adeta ben buradayım, sen neredesin diye soruyor insanoğluna! Kuranın mucizelerine muhatap olanların  hissettiği tam da bu! Yukarıda açıkladığımız “Salsalin” kelimesinin anlamı ve mucizesinde olduğu gibi  Yüce Rabbimizi iliklerinize kadar hissediyorsunuz.

Kuran Mucizelerini  bildiğimi düşünüyordum. Zira bu konularda geçmişte  çok şey okumuştum.   Bugün gelinen noktayı  bilmiyormuşum!  Bir kısım bildiklerimin sonradan ortaya çıkmış ayrıntılarına vakıf değilmişim.  Çok yeni bilgiler de  elde edilmiş…

ESİNLER’in Aralık 2022’den itibaren üst üste yayınlamış olduğu video derslerinden o kadar çok şey öğrendim ki, son zamanlarda Kurandan uzak düşmüşüz duygusuna kapıldım. Doğrusu ömrümün   son zamanlarının  hay huyuna   ve çetrefilli ama bana göre gerekli  olan mücadele ortamlarına çok zaman harcadım. Bu nedenle  Kuran’la ilişkimde bazı ihmallerim olduğunun da farkındaydım. Sağ olsun  Dr.İbrahim ESİNLER’in Kuran üzerine yayınları bu farkındalığıma farkındalıklar  kattı!

Son Mucize Ashabı Keyf ve Bir kez Daha Kızıldeniz’in Yarıldığını Görmek

Bu büyük mucizenin keşfi  İbrahim Hocaya nasip olmuş

Mağara arkadaşları olarak bilinen Hristiyanlığın da önemli bir vakası olan bu konu Kuran’da 18. sure olan Keyf (Mağara) Suresinde anlatılmıştır. Anadolu’da  sanıyorum beş (Tarsus, Efes, Lice, Divriği, ve Afşin) tüm dünyada toplam 40 kadar Ashabı Keyf mağarası  olduğu  iddia edilen mağara var. Yedi uyurlar diye anılan bu mağaralardan, Doğu Türkistan, Azerbaycan Afganistan, Suriye Ürdün, Mısır, Cezayir İspanya  gibi ülkelerde olduğunu biliyoruz.

Gerçek şu ki bu mağaranın  nerede veya hangisinin gerçek  olduğu hakkında bugüne kadar  bilimsel bir kanıt  yoktu! Ta ki   Dr. İbrahim ESİNLER’in Keyf Suresi üzerinde yaptığı incelemelerin sonucunda 2023 yılında yaptığı Kuran   keşfiyle ve Allah’ın bildirmesiyle    o mağara işte bu mağara diyerek bizi mağaraya götürene kadar!

Tek Tanrıcı muvahhitlerin 300 güneş, 309 ay yılı uyutulma mucizesini yaratan Hak, bu konuyu da Kitabında açıklamış meğer   ve  Keyf Suresi’nin 17 ayetinde,  Mağaranın GPS  koordinatlarını vermiş!  

Bunun  ne demek olduğunu düşünebiliyor musunuz?

Olayın geçtiği dönemle ilgili önemli işaretleri ve tarihi çözümlemeleri mümkün kılan büyük bir bilgi!

Bu Mağara Kahramanmaraş ilimizin   AFŞİN İLÇESİ sınırları içindeymiş!

Burası bilinen bir yer ama dünyada ve Türkiye’de Ashabı Keyf Mağarası olduğu iddia edilen  bir çok yerden sadece birisi!

Hangisi? Nasıl bilecektik?

İbrahim ESİNLER bu keşfi  hayatımın  en büyük Kuran mucizesi diye tanımlıyor.

Gerçekten de muhteşem.

Keyf Suresi’nin 17 ayetini İbrahim Hocanın irablı çeviri olarak tanımladığı  çevirisiyle aynen veriyorum.

Ve görürsün Güneş’i; doğduğu/yükseldiği  vakit eğilir mağaralarından onların, sağa doğru;  ve battığı (Güneş) vakit makaslar/çaprazlar onları; sola doğru; ve onlar içindedirler bir gedik bir oyuk onun(mağaranın); İŞTE BU; ayetlerindendir Allah’ın; kimi kılavuzlar doğru yola Allah; öyle ki; o doğru yolu bulandır; ve kimi saptırır, öyle ki, asla bulamazsın ona bir veli (yakın koruyucu); bir doğru yol/bir olgunluk”

Yüce Allah; Mağaranın güneşe konumunu bildiriyor ve  sesleniyor. İŞTE BU ALLAH’IN AYETLERİNDENDİR  (MUCİZELERİNDENDİR)  DİYOR.

Neden?  Hiç düşündük mü Allah kitabında mağaranın güneşe konumunu neden tarif ediyor?  Buraya bir mucizesini yerleştirmiş olabileceğini aklımıza getirdik mi? Kuranı aklederek, tefekkür ederek çözümleme çabasıyla hiç okuduk mu?  Şahsen ben gençliğimden beri bu ayete geldiğimde uzun uzun düşünür, dünya üzerinde bir çok yerde sadece bir efsane /hikaye olarak anlatılan bu olayın neden böyle güneşin konumuyla tarif edildiğini bir türlü anlamazdım. Bizim iman etmemiz için Kuran’da geçmesi yeterliydi ve Allah İncil’de de ifade edilen önemli bir söylenceyi doğruluyordu! Kuran’da  geçiyorsa bu söylence değil gerçekti. Meseleye buradan bakıyordum. Güneş oradan vurur buradan vurur ne gerek vardı bunlara?

İşte bunun gereğini düşünen ve bu soruları kendilerine soran derin ilim sahiplerinden İbrahim Hoca,  bu  ayette Allah’ın mağaranın GPS koordinatlarını verdiğini,     38°K (Kuzey), 36°51’17″D (Doğu) olarak kodlayarak,  bildirdiğini tespit etmiş! Tüm dünyayı mağaranın içine kadar sokmuş!

Ne büyük bir bahtiyarlık…

Hz. İbrahim gibi Allah’ı görmek ve kalplerini mutmain etmek isteyenler  aşağıdaki linklerden bu mucizeyi en ince ayrıntısına kadar   öğrenebilirler. Bu tespitler dünyaya yayıldığında muhakkak ki  Kahraman Maraş ilimizin Afşin ilçesindeki  bu mağara, meseleyi tetkik eden Hanif  Hristiyanların da  ziyaret edeceği, ibret alacağı dini bir turizm merkezi olacaktır.

Başka neler olacaktır Allah biliyor!

Bu arada mağaranın tektonik sebeplerle  34 metre batıya doğru kaydığı da, bu keşfin bir başka sonucudur.  Bu da jeoloji bilimiyle uğraşanlar için çok güzel bir veri olsa gerektir.

Hocanın bu konudaki kısa videosu aşağıdaki linktedir Dersinin 63, 64, 65, 66, ve 68  bölümlerde Ashabı Keyf mucizesi tafsilatıyla açıklanmaktadır.

https://www.youtube.com/watch?v=IELTIGnES5g&t=569s

İbrahim Esinler Mağara ashabının  durumunu açıklayan, “Böylece biz vurduk onların kulakları üzerine… Sen onları sanırdın uyanıklar onlar uyuyan oldukları halde; eğer sen bakmış olsaydın onlara mutlaka arkanı dönerdin onlardan kaçışla ve dolardın onlardan korkuyla” şeklindeki müteşabih ayetin bilimsel açıklamasını  da yapmış. Bu makalesinin linkini  de veriyorum. Eminim çok ilginizi çekecek!

Bu vakada o kadar çok mucize tespitler var ki,  ben ip ucu vermeyeceğim  tadını çıkararak  tüm bölümleri izleminizi öneririm.

https://kuranmucizeler.com/boylece-biz-vurduk-onlarin-kulaklari-uzerine-sen-onlari-sanirdin-uyaniklar-onlar-uyuyan-olduklari-halde-eger-sen-bakmis-olsaydin-onlara-mutlaka-arkani-donerdin-onlardan-kacisla-ve-dolardin-onlardan-korkuyla

 Başka Neler Öğrendim

Başka neler öğrendim!  Sayısız örnekten sadece bir kaçını  merakınızı tahrik etmek maçıyla söyleyeceğim.

Sebe Suresi’nin 10. Ayetinde  Davut Resul için  “yumuşattık ona  demiri” ifadesinde yola çıkarak yapılan tahlilde, demirin ergime derecesi 1538 C derece olarak ayet dizilim sayısıyla  Kuran’da kodlandığı/verildiği tespit edilmiş.

Yine Şems suresi birinci ayetinde  “güneşe and olsun ve onun aydınlığına” denilerek dikkat çekilen hususa odaklanınca  başka mucizelere (delillere) işaret edildiği anlaşılmış.

Rabbimiz neden güneşin aydınlığına/ışığına dikkat çekiyor, diye kendilerine soran ilim sahipleri ayetteki bu bilginin peşine düşmüşler.  Modern bilimde ışıktan ısı tespit edildiğinden yola çıkarak  Yüce Allah’ın Güneş aydınlığına  dikkat çekerek ışık-ısı arasındaki ilişkiyi işaret ettiğini fark etmişler. Yine  Güneş (Şems) kelimesinin ilk olarak Bakara 258. Ayette geçtiğinden yola  çıkılarak  Yüce Allah’ın güneşin yüzey ısısını  işaret ettiği,  (Şems Suresi 91/1) “güneşe and olsun ve onun aydınlığına” ayetine kadar saydıklarında    5778   sayısını tespit etmişler.  Evet Rabbimizi Güneşin yüzey ısısını  5578  KELVİN olarak Kuran’da kodlayarak bildirmiş!

Demirin erime ısısı da aynı metotla  Kuran’da verilmişti.  Başka bir takım mucizeler de bu metotla  yani ayetlerin dizilimi esas alınarak ortaya çıkarılıyor. Tesadüf mü sizce?

Hepsi birbirinden güzel  ve muhteşem dersler.  Herhangi birini seçmek çok zor Ama beni adeta çarpan derslerden birinin linkini  aşağıda veriyorum. Konularını söylemiyorum, linki açıp izleyinceye kadar konular size de   sürpriz olsun.

https://www.youtube.com/watch?v=IELTIGnES5g&t=569s

Kainatın, canlıların ve insanın  nasıl yaratıldığının Kuran’da nasıl anlatıldığını, bir çok varlık sorusunun nedenini, nasılını merak edenler, İbrahim ESİNLER hocanın  derslerini izleyin.

Daha 2000’li yıllarda keşfedilen bilimsel hakikatlerin 1400 kusur yıl önce Kuran’da tam isabet verildiğini, MÖ 2,3,5 bin yıl öncesinin  tarihi gerçeklerinin 1400 kusur yıl önce Kuran’da gizleri çözülmüş şekliyle  olduğunu,  yaradılışın tüm detaylarının Kuran’da anlatıldığını, tüyleriniz diken diken olarak, Allah’ın haşyetiyle ürpererek  ayne’l yakin görecek hissedecek, Rabbinizin büyüklüğünü tesbih edecek, belki de  en önemlisi döndürüleceğiniz  yere daha hazırlıklı dönme imkanına kavuşacaksınız! Kavuşacağız!

Doğrusu “ Onun gerçek olduğu onlara apaçık oluncaya kadar onlara, ufuklarda ve kendi içlerinde ayetlerimizi (işaret ve kanıtlarımızı) göstereceğiz” ayetinin tecellilerini görmek son derece heyecan verici!

Beş duyunuzla Allah’ın varlığını birliğini hissetmek ve ruhlarınızın sükun bulmasını istiyorsanız bu dersleri izleyiniz.  Ben bir kez izledim. İkinci kez not alarak izleyeceğim. Kafamın tam yatmadığı üç beş husus var. Onları kendisiyle tartışmak ve istişare etmek için not aldım.     Rabbim ömür ve  fırsat verirse inşallah.

İbrahim Hocaya Birkaç Tavsiyemiz

Ayrıca İbrahim Hoca’da buradan seslenelim. Bu videoların İngilizceye çevrilip yayınlanacağını öğrendik ve sevindik. Bu makalenin yayınlanacağı süreçte hoca Türker AKINCI’nın, Ne Var Ne Yok adlı programında tanıtım yapmaya başladı. Bu konuda Türker AKINCI’ya da teşekkür edelim.

Gelelim Hoca’ya tanıtım videoları ile ilgili tavsiyelerimize

Videolar çok uzun ve  iç içe geçmiş mucizeler sıralanıyor. Hocamız konuyu anlatırken, tam olarak anlaşılması cehdiyle (iyi hocaların hoca hastalığıdırJ ) çok tekrara düşüyor. Bu çarpıcı bilgiler tekrara düşmeden 5–10 dakikalık, hatta metin ve sunum hazırlığı yapılarak 2-3 dakikalık  videolarla işlense çok daha etkili olur

Konular aynı  bile olsa mucizeler  ayrı ayrı  ve kısa net  cümlelerle verilmeli.  Birbiriyle bağlantılı olan konularda diğer videolara atıf yapılabilir.  Videolar sınıflanarak birbiriyle bağlantılı konular  ve 2-3 dakikalık yayınlar olarak toplamda 10-12 dakikayı geçmeyecek paketler haline getirilebilir. Bu paketler  Demir, Evrim, Doğum, Arı, Tarih, Tarık Yıldızı, Güneş vb isimler altında toplanabilir. Kısacası bu tanıtım işi biraz mühendislik gerektiriyor.

İbrahim hoca çok emek veriyor ve zamanla yarışıyor. Bu konuyu insanlara ulaştırmanın  doğru metotlarla yapılması emeklerinin heba olmaması, istediği neticeyi alması için çok önemlidir. Zira çağdaş insanın özellikle gençlerin  bir konuya 5-10 dakikadan fazla dikkatini  teksif edebilmesi çok zor ne yazık ki!  Dikkatlerini bir konuya uzun süre odaklayabilenler maalesef istisna haline geldi.

Merak edenler ve Allah’ı arayanlar için  link aramakla uğraşmayın diye hocanın ilk 30 dersini linkini aşağıya koyuyorum.  Gerisi talebinize kalmış!

Andolsun akıp giden zamana ki, İnsanlar hüsrandadır(zarardadır)Ancak inanıp erdemli davrananlar, birbirlerine gerçeği öğütleyenler ve birbirlerine sabretmeyi öğütleyenler hariç. (Asr Suresi 1-3)

Yüce Allah ben buradayım diyor, ben, sen o, biz siz onlar neredeyiz?

Selam ve sevgiyle…

 1.Ders:

https://www.youtube.com/watch?si=Aw4XUEin6V9Q2qjX&v=hPkrN1oeb4E&feature=youtu.be

2.Ders:

https://www.youtube.com/watch?v=uPshOKhGdWQ

3.Ders:

https://www.youtube.com/watch?v=fLX2ZnJT0YY

4.Ders:

https://www.youtube.com/watch?v=WfRB8nLk7aM

5.Ders:

https://www.youtube.com/watch?v=d83IhiTjkN4

6.Ders:

https://www.youtube.com/watch?v=5GgWOUOtED0

7.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=fQj5Ch_cfNc

8.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=sHPv1pj_Qws

9.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=r7E6SY6b6Eg&t=2954s

10.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=6SRZ1xO0FL4

11.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=U8OoEeRmhs8

12.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=c-b4RPYJ2sc

13.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=VfnGxnNDCG0

14.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=OzA4E9UjzEc

15.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=aHu5pidASA8

16.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=IYl1QXk4zmc

17.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=USt5apceQjg

18.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=8daDZrtlJms

19.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=elw58ZzEjnE

20.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=F3SaUU-kSEc&t=1496s

21.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=FuHfLN4GKhc&t=723s

22.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=k3uqN2BCDTg

23.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=NxX8UfmLQrw&t=120s

24.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=l2N0gDJLwAY

25.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=m2nBSyq2AM8

26.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=qtbD56TdHuE

27.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=6byd-Gw_uTw&t=79s

28.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=G9b8uB26ks8

29.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=mlSd1PR6bh0&t=43s

30.Ders: https://www.youtube.com/watch?v=cMY9c19DSPk

 

 

 

 

 

 


Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.