UŞAK HABER MERKEZİ ve NURULLAH ÇAVUŞOĞLU DOSYASI (1)


İKİ KUMPASÇI BİR HAMAMA YAKIŞIR!

5 Temmuz 2016’da  hakkımızda FETÖ/PDY soruşturması açan terör Savcısı Bahadır SAKAOĞLU neyi gerekçe yaparak soruşturma başlattı, halen somut olarak bilmiyorum. Soruşturma evraklarında gördüğüm, fiili olarak soruşturma 15 Temmuz sonrası 23 Temmuz’da, arkasında Dr. Öğretim Üyesi Volkan TURAN’ın olduğu Ahmet BOZKURT sahte adıyla gönderilmiş ihbar mektubu gerekçe yapılarak, Başsavcı Vekili Hacı Aykut AYDIN tarafından başlatılmış! (Geniş bilgi için Bkz. Kumpasa Dair Belgeler Geçidi! https://www.usak.tv/kumpasa-dair-belgeler-gecidi-makale,260.html)

Bir de 31 Ağustos 2016’da kumpasın en önemli ayaklarından  Arş.Gör. Adil ERKEN’in  şikâyetini gerekçe yaparak terör savcısı Bahadır SAKAOĞLU’nun Emniyet KOM’dan hakkımda FETÖ/PDY’den soruşturma talebi yaptığını biliyorum.

Kirli kamu ve güvenlik bürokrasinin karıştığı bu soruşturma yaklaşık 6 yıl sürüncemede bırakıldı. Yani soruşturmanın değil kumpasın gizliliği sağlandı!

Şimdilerde gerçekler ifşa oldukça kumpasa karışanlar panikle ortaya çıkıyor, saçmalayarak kendilerini savunmaya çalışıyorlar. Bunlardan biri de sözde basın mensubu Nurullah ÇAVUŞOĞLU adlı namuhterem!

Sait ÇELİK’in Mirat Haber adlı sitedeki makalesiyle kumpas sürecindeki foyalarından ilki ortalığa dökülünce, 25 Eylül’de Uşak’ta FETÖ soruşturmaları neden ve nasıl sulandırıldı? Eski Rektör Sait ÇELİK başına gelenden neden halen habersiz?” başlıklı bir röportaj yayınlamış.

Burada bana hakaret etmeye eski bir alışkanlık olarak devam ediyor ve benim kendisine husumet duyduğumu iddia ediyor.

İyiliğin ve Doğruluğun Timsali Seçkin Bir Gazeteci!  

Daha önce bana ve rektöre FETÖ isnat etmiş ve ama özellikle birçok kere bana açık iftira ve hakaretlerde bulunmuştu. Muhatap olunduğunda seviyeyi düşürdükçe düşüren ama kendisinin çok seçkin bir gazeteci olduğuna inanan biri!

Nereden biliyoruz? Kendi söylüyor.

Mesela sözde röportajının bir yerinde benim eylemlerimi kendileriyle karşılaştırarak  “niyetin iyi olunca da her şartta biz gibi doğruyu yapıyorsun” gibi bir cümleyle tarif ediyor kendini! Biz gibiden muradı kendisi oluyor! Biraz da patronu galiba!

Sözünün bir yerinde eski rektör ÇELİK’in bir şehrin en önemli gazeteci grubuyla yani kendileriyle benim yüzümden anlaşamadığını söylüyor!

Şaka değil yahu! Aynen böyle diyor ve kendilerini böyle tanımlıyor bu zat! Bir taraftan beni kastederek bize nereden husumet duyuyor, bilmiyoruz, diyor. Diğer taraftan rektörle benim yüzümden anlaşamadığını söylüyor! Kendi husumetinin nedenini söylemiyor, bana gerekçesiz husumet yakıştırması yapıyor!

Yediği herzeleri böylece temizlediğini zannediyor. Niyeti iyi imiş ve her zaman doğruyu yapıyormuş!

Bu tür söz ve davranışları normal kabul etmek mümkün mü? Normal olmadığını anlamak için tıp tahsili yapmak gerekir mi?

Tıp literatüründe “kişinin kendini aşırı derecede önemli görme ve sürekli bir hayranlık isteği ile tanımlanan” bir ruhsal rahatsızlık tarif edilir. Bu kişiler kendilerini diğerlerinden üstün görür, kimse onları yargılayamaz, eleştiremez zannedip ayrıcalıklı bir insan olduklarına inanırlarmış.

Hastaysa Allah’tan şifa dileyerek, konumuza gelelim.

Böyle tipleri kullanmak ve manipüle etmek kolaydır. Onun zaaflarını, hedeflerini, düşmanlıklarını vb. özelliklerini biliyorsanız, muhatap alıp, pohpohlayıp istediğiniz yöne kanalize edebilirsiniz.

Öyle de yaptılar zaten. Tetikçi olarak kullandılar ve üzerimize saldılar!

Nurullah ÇAVUŞOĞLU bu işe Volkan TURAN’ın ve arkasındaki kirli kamu görevlilerinin tahriki ile karışmış görünüyor.

Volkan TURAN ÇAVUŞOĞLU’nu Gazlıyor!

Nurullah’ın 25 Eylül 2022’de sözde röportajında anlattığı hikâyesi şöyle başlıyor:

Volkan TURAN isimli beyefendi ÇAVUŞOĞLU’nun telefonuna bir mesaj atmış ve eski rektör Sait ÇELİK’in Mirat haberde yayınlanan yazısının linkini göndermiş (Bkz. https://www.mirathaber.com/polis-sorgusu-vll/).

Volkan Bey, eski rektör ÇELİK’i kastederek “Hani sen ona acıdın o sana acımadı, kumpası ve hatta kumpasın düğmeye basıcısı gibi gösterdi” demiş!

Neden derseniz?

Volkan denen zat sever böyle şeyleri ve çok da iyi bilir! ÇAVUŞOĞLU’nun kendini fazlaca önemseme zaafını bildiği için gazlama operasyonu yapıyor.

Volkan Neler Yapabilir?

Örnekleyelim ki konu tam anlaşılsın.

Volkan tehlikeli bir adam!

Tarih 24 Ekim 2016!

Bundan tam 6 yıl önce. Sevdiğim bir kardeşim Kenan AKARBULUT’u 14 Ekim 2016’da FETÖ’den tutuklamışlar. Bahadır SAKAOĞLU 24 Ekim’de ve öğlen saatinde avukatına haber vermeden AKARBULUT’u ofisine getirtmiş!

Bize iftiraya ikna etmek için ve karşılığında itirafçı kontenjanından salıvermek için dört saat boyunca sohbet etmiş! Saat 15-16 gibi sekreterini aramış ve bekleyen arkadaşı odaya gönder, demiş!

Volkan TURAN içeri girmiş ve Kenan’a sarılıp üzüntülerini bildiren birkaç teselli cümlesinden sonra; Ali Galip seni sattı. Rektör seni sattı, senin aleyhine ifade verdiler, sen de onları sat” gibi sözlerle muhatabından küçük aklıyla, yalana, iftiraya, alçaklığa ve fitneye dolmuş kaldırmış!

Savcıyla beraber aleyhimize ifade almak için duygusal şantaj ve baskı yapmışlar! Olay bu!

Kenan AKARBULUT 30 Mart 2017’de HSYK’ya yazdığı şikâyet dilekçesinde Volkan TURAN’ın tanıtıyor ve Volkan TURAN’ın   amacını şöyle anlatıyor:

“Volkan Bey üç yıla yakındır tanıdığım, ailece görüştüğüm, 1,5 yıla yakın aynı apartmanda oturduğum, birisidir. Bazı geceler geç saatlere kadar konuştuğumuz, genellikle dinleyici konumunda olduğum sohbetlerde üniversite içinde veya üniversitede çalışan şahıslar hakkında duyduğunu söylediği olayları kendi yorumu ve bakış açısıyla anlatan birisidir. Kendisi üniversitede İngilizce sınavında kopya çektiğine dair soruşturmadan dolayı Rektör Sait Çelik’e yine üniversitede görevli Yrd. Doç. Dr. Ali Galip Baltaoğlu’na husumeti olduğunu defalarca ifade etti. Gerek soruşturma gerekse sınavda adı geçen kendisi aleyhinde ifade veren, suçlamada bulunan,  herkesten hesap soracağını anlattı.”

AKARBULUT, HSK’ya yazdığı 14.08.2017 tarihli bir başka dilekçesinde ise Volkan TURAN için aynen şöyle diyor:

“Daha önceki görüşmelerimizde zaten istihbaratla bağlantısı olduğunu defalarca söylemişti. Görüşmeyi öyle ayarladım. Bu son şansın dedi. Ankara’dan aldığı izinlerden birinin MİT’ten olduğu ifade etmeye çalışıyordu.”

Volkan TURAN ahlakı!

Yaptıkları yapabileceklerinin teminatı olan haris bir kötü!

Yeteri kadar açık mı sevgili okuyucular.

Bütün bunlar Uşak’ta gerçekleşti!

Volkan MİT mi?

Bu arada çevresine MİT elemanı görüntüsü veren Volkan TURAN, elbette MİT filan değil!

Rektör ÇELİK tutuklandıktan hemen sonra kumpasın bir parçası oluveren rektör vekili sözde ilahiyatçı Sayın DALKIRAN tarafından Hukuk Müşavirliği  Danışmanlığı gibi bir göreve atamış ve üniversite hukuk müşavirliğinin tüm gizli evraklarını bu kumpasçının hizmetine sunmuştu!  Volkan TURAN, bir hafta-on gün civarında süren makam sahipliği hayatında kendi kendine MİT’den tebrik çiçeği göndertmişti. Bunu ben biliyorum. Dönemin emniyet istihbarat birimleri biliyor! Bazı gazeteciler de biliyor. Emniyette çalışan bir arkadaşım gülerek esnaf bir arkadaşı vasıtasıyla kendine MİT adına çiçek göndertmiş demişti! Makam odasına MİT’den çiçek gönderildi komedisi usak.tv tarafından haber yapılınca apar topar görevden alınmıştı.

Gerçekte MİT olan bir insan böyle bir şey yapar mı?

Benim bildiğim MİT’in bazı şehit cenazeleri dışında makamlara atanan elamanlarına çiçek göndermez. MİT’in kendi personelini ifşa ettiği veya bilgi kaynağı olarak kullandığı devlet memurlarını ağırlama ve gönlünü hoş etme kalemi yoktur. Zira MİT, adı üzerinde ülkemizin istihbarat kuruluşudur ve gizlilik esastır.

Volkan’ın MİT’le ilişkisi İzmir’de dönemin MİT Bölge müdürü ile tanıştırılmış olmasıdır. Sanıyorum o müdür şimdi emekli.  Bir dost ortamında onu tanıştıran kişiyle bir sohbetim oldu.

Dünya ne kadar küçük değil mi Volkan?

Huylu Huyundan Vazgeçmiyor!                                  

Huylu huyundan vazgeçmiyor. Aynı Volkan şimdi de ÇAVUŞOĞLU’na “bak sen acıdın onlar sana acımıyor” diyerek gazı verip,  Nurullah’ını sıcak cepheye sürmeye çalışıyor.

Sürecek cephe kalmadı ama olsun! Bu saatten sonra kumpasçılarasın gireceği bir  cephe yok. Tertipçiler için dahil olacakları her alan, ısısına dayanamayacakları kadar sıcak ve basbayağı ateş hattı! İftira attıkları herkes yargı ve hukuk önünde aklandı. Müfteri kumpasçıların  hepsi  iyot gibi açığa çıktı!

Halbuki ÇAVUŞOĞLU’na gerçek dışı bilgileri verip bunları basında işlettiren, onu tepe tepe kullanan ve nihayetinde ona acımayan Volkan TURAN’ın ta kendisiydi! Kendi süfli emellerine Nurullah’ı alet etti!

Sonuçta TURAN’ın bu sözleri ve ÇELİK’in linkte ifşa ettiği gerçekler ÇAVUŞOĞLU’nda hayal kırıklığı yaratmış!

Zira rektörle iyi ilişkileri varmış! Bunu yazmadan önce kendine sormalıymış.

Belge üzerinden yazı yazan ÇELİK, ki o belge benim dosyamda çıktı ve kendisine ben verdim! ÇAVUŞOĞLU’na neyi soracakmış?

Bak Nurullah!

Kumpasın düğmeye basıcısı sen değilsin! Senin aklın o işlere ermez! Düğmeye basanlar başta Volkan TURAN olmak üzere seni bu işlere sokup kullanma becerisi gösteren çete üyeleri!   Zaafların nedeniyle seni çeteye dahil edenler!

Kumpası Beraber Çözeceklermiş!

Nurullah’ın röportajında yaptığı konuşmada fikrî insicam yok. Oradan oraya atlıyor, yorum yapıyorum diye saçmalıyor. Beni hedef alırken iftiranın bini para! Rektöre gereken desteği vermemiş ama verir gibi yapmışım da, rektöre kafa yaşatıyormuşum da, rektör gelmiş bunun duvarına toslamış! Hâlbuki kendisi rektöre destek vermiş, varsa kumpas (sanki bilmiyor!)    kumpası beraber açığa çıkartacaklarmış, falan filan. Dahası rektörün yazdığı yazıya hâkim olmadığını  ve yazıyı benim yazdığımı bile ima ediyor. Akıl ve izan dışı her şeyi söylüyor.

İşin enteresan tarafı bu kafa yapısı ve kapasitesiyle muhatap olduğu akademisyenleri küçümsemesi, abuk subuk yorumlar yaparak akademik kimliğe sahip muhataplarını salak yerine koyması! Bu algısı nedeniyle aslında “Eski rektör Sait ÇELİK Başına gelenden neden halen habersiz” gibi trajikomik bir başlık atması gerçekten çok hoş! Bizzat kendisinin katkılarıyla 2.5 yıl zindanda yatan Rektör bilmiyor başına geleni! ÇAVUŞOĞLU biliyor!

Kelimenin tam anlamıyla zavallı ve aciz bir yaklaşım! Köşeye sıkışmış bir Nurullah profili!  Doğrusu benim dahi kendisiyle ne bir husumetim ne de hesabım var! Kendi deyimiyle bana toslayan kendisi! Ama onu cepheye sürenlerle görülecek bir hesabım var elbette!

Nurullah’ı dolmuşa bindiren TURAN, aslında eski rektör ÇELİK’in yazdığı yazının doğrudan muhatabı! Ama ÇAVUŞOĞLU’ndan çok daha kurnazdır V. TURAN!

Onun zaaflarını tespit ettiği için linki gönderip program yaptırdıktan sonra yayının altına yorum yapmış. Bir cümlesi aynen şöyle: “Ben sizinle arkadaş olmaktan gurur duyuyorum!”

İşte böyle gaz verilir bu tür adamlara! Kendini beğenmiş ve dünyanın merkezinde zanneden bir ruh hali nasıl tahrik edilir,  biliyor Volkan!

Ver Gazı Volkan!

Volkan gerçekten fitnede yarışılması mümkün olmayan bir tip! Ona şöyle diyesim var:

Ver gazı Volkan ver!

Sen yürüme, ÇAVUŞOĞLU senin adına yürüsün!  Yürünecek yol kalmadığını bile bile ver! Ama sen arkalarda bir yerde dur! Öne çıkma! Sana bu yakışır. Sana Ahmet BOZKURT adıyla sahte isimle ihbar yapmak ve buna savcılıkta  işlem yaptırmak yakışır.  CİMER’den ihbar yaparken bile ismini gizlemek yaraşır sana!

Öyle değil mi?

Neyse Volkan hampacılık da, adam kullanmakta yakışıyor sana!

Her ikiniz hakkında da kumpas kurmaktan ve iftira etmekten dolayı yasal yollara başvurdum. Birbirinizle gurur duya duya beraber yargılanacaksınız inşallah! Merak etme 6 yıl bekleyen adam birkaç yıl daha bekleyebilir! Yalanlarınızı iftiralarınız yargı önünde ispatlarsınız!

Ayrıca röportaja çokta ayık çıkmadığı kanaatini edindiğim, ÇAVUŞOĞLU’nun 25 Eylül 2022 tarihli sözde röportajındaki hakaretleri için de yasal yollara başvurdum.

Bakalım ne olacak?  Adalet erki ÇAVUŞOĞLU’na bir kıyak daha çeker mi dersin? Göreceğiz!

Volkan Tehdit Ediyor!

Bu arada sağda solda yorum yapmaya, hem de isminle yorum yapmaya başlamışsın Volkan!  Tebrik ediyorum!  Bu bir gelişme! Her ne kadar bu yorumundaki hakaret ve iftiralarından dolayı yargılanacaksan da, orada şeref ve haysiyet kelimelerini yan yana kullanman ve muhataplarında şeref ve haysiyet araman son derece ilgi çekici!

Şeref ve haysiyet kelimelerini en son ağzına alacak adam sensin bunu sakın unutma! Hayatın yalan dolan, dolap dubara olmuş senin. Savcının odasına girip “Ali Galip seni sattı. Rektör seni sattı, senin aleyhine ifade verdiler, sen de onları sat” gibi sözlerle Kenan AKARBULUT’u iftiraya ikna ettirmeye çalışan senin gibi bir adamın şerefi ve haysiyeti olur da, bir başkasında nasıl şeref ve haysiyet arar! Senin gibi bir adamın bu kavramlardan anladığı nedir?

Ne yaman bir çelişki!

Yaptığını sen biliyorsun. Aynanın karşısına geç ve böyle bir alçaklığı yapabilenin, böyle bir kahpe tuzağı ilerisini gerisini düşünmeden kuranın, şeref ve haysiyeti olur mu? Kendi kendine bir sor! Ha diyorsan ki bu laflar yalandır iftiradır. Üstüne alınma!  Kenan AKARBULUT gelir ifadesini verir. Yer zaman tarih zaten belli. Bu durumda da HTS kayıtlılarından nerede olduğun ortaya çıkar! Gizli gizli boğaya gelen aşikare doğurur Volkan!   

Böyle şeyleri fütursuzca yapma yetisini kazanmış bir kişilik olarak o küçük beynine şunu sok. Ben senin gibi işkembeden atmam. Belgelerle konuşurum. Seni de belgelerle şikâyet ettim, hiç merak etme! Yorumunda diyorsun ya! 6 yıl beklenir mi yahu? Muz Cumhuriyeti mi burası?- Sayenizde Muz Cumhuriyeti gibi olduk! Senin içinde etkin olarak bulunduğun kumpas soruşturma dosyası 6 yıl sürünce, 6 yıl beklemek zorunda kaldık. Burada da zamanı kendine delil gösterip aklanmaya mı çalışıyorsun? Böyle terbiyesizliklerle çamurluk yaparak temize çıkacağını mı zannediyorsun?

Yaptığın yorumda, Sait hocaya ve sevgili arkadaşı olarak tanımladığın bana;  Bir gün mutlaka ettiğinizi çekeceksiniz. Daha ne gördün ki? İhanetin faturası o kadar da az olmaz. Devlet hep 18 yaşındadır. Hainin yaptıkları asla yanına kalmaz bilesin diyorsun!

Yok ya?

Bu kadar haltı yedikten sonra bir de tehdit ediyorsun öyle mi? Kimin ihanet ettiğini, kimin hain olduğunu, kimin at izini it izine karıştırdığını sen soruşturulduğunda göreceğiz de.     Sana şu soruyu soracayım!

Sen devlet misin Volki?  Sen devletsen kurbağa da dev!

Sen devletsen ve bunu devlet adına söylüyorsan elinden geleni ardına koyma!

Hadi oradan…

Terbiyeni takın…

Sen ve senin gibilerden korkacak adamlarla kendini tatmin et!

Sen gibi dünkü çocuklar öyle süslü ve hamasi laflarla beni tehdit edebileceklerini sanıyorlarsa yanılırlar! Senin devlet ve millet gibi bir idealin varsa önce ahlaklı olacaksın. Müfterilikle milliliği ve milliyetçiliği  karıştırma. Yemezler!

Hakkımda yaptığın şikâyetten de senin lehinde sonuç çıkacağından emin görünüyorsun. Çıksa ne olur? Hukuk Yerelden en üste kadar mücadeleyi gerektiren uzun bir süreçtir Volkan! Aleyhimde karar çıkarsa eninde sonunda hukuka aykırı kararı bozdurur hakkımı alırım. Eninde sonunda alırım. Daha dün aleyhimde çıkmış bir kararı Anayasa Mahkemesinden Adil yargılanma hakkının ihlali gerekçesiyle geriye  döndürdüm.  Bu konuda ciddi bir tecrübemin olduğunu en iyi bilenlerden biri de sensin!

Sonuç olarak ben haklıyım sen haksız ve mücrimsin Volkan! Çamurluk yapmadan sonucu bekle!

ÇAVUŞOĞLU Dosyası  2 gün sonra devam edecek….


Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.